Hz. Ömer, Müslüman olması için Hz. Muhammed’in (s. a. v.) özel olarak duasını almış ve bu dua neticesinde İslam ile müşerref olmuş bir halifedir. Hz. Ömer’in hayatı boyunca dürüst, cesaretli, adaletli ve kudretli bir şekilde yaşamış olduğu herkesçe malumdur. Onun Müslüman olması ile beraber azınlıkta olan Müslümanlar rahat bir nefes almış ve hatta gizliden yaptıkları ibadetlerini rahatlıkla açıktan açığa yapmaya başlamıştır.
Hz. Ömer’in Üstünlüğü
Hz. Ömer, henüz İslam ile şereflenmeden önce Ömer bin Hattab iken, Müslüman olanlara şiddetle karşı çıkıp şiddetle muamele ederken, İslam ile şereflenip Hz. Ömer olduktan sonra ise aynı şiddeti müşrikler için sarf etmiştir. O, Hz. Peygamber’i (s. a. v.) korumak için yanında ayrılmamış, her daim onunla beraber olmuştur.
Hz. Ömer ve Hz. Ali’nin Yakınlığı
Hz. Ömer’in herkesle iyi anlaşabildiği yine herkes tarafından bilinmektedir. Fakat aralarından biri vardır ki Hz. Ömer’in onun ile dostluğu neredeyse dillere desten olmuştur. Bu kişi Hz. Peygamber’in (s. a. v.) damadı Hz. Ali’dir. Hz. Ali ve Hz. Ömer’in araları o kadar iyidir ki, Hz. Ömer halife olduktan sonra devlet meseleleri ile meşgul olurken geçim sıkıntısına düşmüş, onu bu dertten Hz. Ali kurtarmıştır. Hz. Ömer’e yoğun ısrarda bulunan Hz. Ali, onu ikna ederek devlet hazinesinden bir miktar maaş bağlanmasını sağlamıştır.
Rivayet edilene göre Hz. Ali, Hz. Ömer’e Hz. Muhammed’in a. s. kendisi hakkında “Cennet ehlinin kandili hiç şüphe yok ki Hattab oğlu Ömer’dir” buyurduğunu rivayet etmiştir. Bunu duyan Hz. Ömer, Hz. Ali’ye bunu gerçekten bizzat duyup duymadığını sormuş, Hz. Ali’den “Evet” cevabı ala Hz. Ömer Ali’den bu hadis-i yazılı bir şekilde istemiş ve bu kağıdı öldüğünde kefenine koymasını, Rabbi’nin huzuruna bunun ile çıkmak istediği söylemiştir.