Ömer bin Hattab, Hz. Ebu Bekir’den sonra gelen Devlet Başkanı ve Müslümanların Halife’sidir. Ayrıca Hulefa-i Raşidin’den biri olarak kabul edilmektedir. Adaleti, güçlü ve cesur oluşu ile bilinen Hz. Ömer’in, Mekke’de meydana gelen Fil Vakası’nın 3 yıl sonrasında dünyaya geldiği bilinmektedir.
Hz. Ömer’in Vasıfları
Hz. Ömer, hayatı boyunca daima sade bir şekilde yaşadığı ve geçimini ticaret ile sağladığı belirtilmektedir. Adaleti ve kudreti ile ön plana çıkan Hz Ömer, Bizans ve İran ordusuna nadiren yaşamış olduğu yenilgileri yaşatan bir devlet adamıdır. Ancak tüm bunlara rağmen Hz Ömer yamalı elbiseleri, yırtılmış ayakkabıları ve eski sarığı ile gezmektedir. Pek çok kez Mekke’den Medine’ye seyahat etmiş olmasına rağmen hiçbir zaman yanına çadır almamış, yalnızca konaklamış olduğu dalların üzerine çarşaf sererek oldukça basit bir yöntem ile dinlenmeyi tercih etmiştir.
Hz. Ömer’in Mucizesi
Mucizeler, Hz Alah tarafından yalnızca peygamberlere bahşedilmiştir. Örneğin; Hz Süleyman hayvanlar alemi ile iletişim kurabilirken, Hz. Musa, Allah c.c ile tekellüm edebilmektedir. Hz. Ömer ise yalnızca bir sahabe ve Halife olmak ile kendisine bir mucize bahşedilmemiştir. Ancak Hz. Ömer’in Müslüman oluşu, pek çok kişi tarafından onun en büyük mucizesi olarak kabul edilmektedir.
Hz. Ömer’in hayatı boyunca daima Hz. Muhammed’e (a. s) Allah c.c tarafından verilen tevhid vazifesini yerine getirirken, en zor zamanlarında dahi yanın olan sahabelerden biri oluğu ifade edilmektedir. Hz. Ömer adına kabul edilen başka bir büyük mucize ise ilmi yönden de büyük bir kabiliyete sahip olmasıdır. Hz. Ömer, sahip olduğu bu büyük ilim ile devletin başı olduğu dönemlerde bir yandan devletin teşkilatlanmasını sağlarken, diğer taraftan da söz konusu olan bu teşkilatlanmanın temel yapı taşı olan ilmi geliştirebilmeyi ve sağlamlaştırabilmeyi amaçlamıştır.